Protista âlemi; ökaryot hücre yapısına sahip olan, tek hücreli ve çok hücreli canlılardan oluşan bir âlemdir. Bu âlemde yer alan canlılar, genellikle sularda ve nemli bölgelerde yaşamını sürdürür.
Tek hücreli türlerinde yaşamsal faaliyetler, hücre içindeki organellerde gerçekleşir. Sınıflandırılmasında bazı problemler bulunduğundan bu gruptaki canlılar, bitki ve hayvanlardan ayrı gruplandırılmıştır. Protista âlemi; kamçılılar, kök ayaklılar, silliler (kirpikliler), sporlular, algler ve cıvık mantarlar olmak üzere altı grupta incelenir.
Kamçılılar, bir veya birkaç tane kamçı yardımıyla sıvı ortamlarda hareket eder. Kamçı, besinlerin yakalanmasının yanı sıra dışarıdan gelen uyartıların algılanmasında da görev yapar. Kamçılılar genellikle tatlı sularda yaşar ve bölünerek ürer. Heterotrof, ototrof ve hem heterotrof hem de ototrof beslenen türleri vardır. Bazıları serbest bazıları ise koloni oluşturarak yaşar.
Serbest yaşayan kamçılılara Euglena viridis (Öglena viridis) adlı canlı örnek verilebilir. Bu canlının hücre çeperi yoktur. Bir ya da iki kamçı bulundurur. Dış kısmında pelikula denilen koruyucu bir kılıf taşır. Kamçı yardımıyla aktif olarak hareket eder. Kamçısının kök kısmında göz lekesi olarak bilinen ışığa duyarlı bir yapı bulunur. Bu canlı klorofil pigmenti içerdiği için kendi besinini üretebilir. Ancak gerekli durumlarda dışarıdan hazır besin de alabilir.
Pandorina ve volvox ise koloni oluşturan kamçılılara örnektir. Pandorina’da koloni yapısındaki her hücre yeşil renklidir ve ikişer tane kamçıya sahiptir. Pandorinanın yapısını oluşturan hücre sayısı çok daha azdır ve bu hücreler arasında bir görev paylaşımı yoktur. Ancak Volvox kolonisindeki hücre sayısı daha fazladır ve bu hücreler arasında beslenme, üreme, korunma, hareket ve savunma gibi fonksiyonlar bakımından bir görev paylaşımı vardır. Ayrıca Volvox’da özelleşmeden dolayı bazı hücrelerde kamçı ve kloroplast olmayabilir.
Kamçılı canlı türlerinden bazıları insanlarda çeşitli hastalıklara neden olabilmektedir. Örneğin Trypanosoma gambiense (Tiripanazoma gambienze) çeçe sineği tarafından taşınır. Bu sineğin insanı ısırması, sinir sisteminde hasara neden olur ve ölümcül olan uyku hastalığı ortaya çıkar. Leishmania tropica (Leişmanya tıropica) olarak bilinen kamçılı parazit ise insandan insana kan emen tatarcık sineği tarafından taşınır. Güneydoğu Anadolu’da görülen ve şark çıbanı denilen hastalığa sebep olan kamçılı türüdür.
Kök ayaklı grubundaki canlılar; yalancı ayaklar (pseudopod, püsodopot) yardımıyla hareket eder. En iyi bilinen örneği amiptir. Amibin belirgin bir hücre şekli yoktur ve sürekli şekil değiştirir. Amipler hareket edebilmek için hücre yüzeyinden geçici sitoplazmik uzantılar çıkarır. Bu şekilde hareket ederken aynı zamanda besinlerini de yakalar. Bu hareket şekli ilk defa amiplerde görüldüğü için amipsi ya da ameboid hareket adı verilmiştir. Bu aslında sıvı ortamlarda gerçekleştirilen bir kayma hareketidir.
Amiplerin bazı türleri, insanın ve birçok hayvanın sindirim sisteminde parazit veya kommensal olarak yaşar. Parazit yaşam tarzında türlerden biri diğerinden fayda sağlar. Ancak diğer tür bu etkileşimden zarar görür. Komensal yaşam tarzında ise türlerden biri, bu ortak yaşam birliğinden fayda sağlarken diğeri, herhangi bir zarar ya da fayda görmez. Örneğin Entamoeba histolytica (Entamoeba histolitika) insan kalın bağırsağında parazit olarak yaşayan ve amipli dizanteriye sebep olan kök ayaklı bir canlıdır. Entamoeba gingivalis (Entamoeba gingivalis) ise insanların ağız boşluğunda komensal olarak yaşayan zararsız bir türdür.
Silliler (kirpikliler), tek hücreli protistler içinde en gelişmiş organizasyona sahip olan canlılardır. Tatlı ve tuzlu sularda yaşayan türleri vardır. Hücre yüzeyini çevreleyen sil adı verilen yapılar; hareketi, dış çevreden gelen uyarılara uygun tepkilerin verilmesini ve beslenmeyi sağlar. Sillilerin en bilinen örneği, şeklinden dolayı terliksi hayvan olarak bilinen Paramecium caudatumdur. Silliler eşeysiz ve eşeyli olarak üreyebilir. Eşeysiz üremeleri genellikle ikiye bölünerek gerçekleşir. Eşeyli üremede ise iki terliksi hayvan arasında oluşan sitoplazmik köprü yardımıyla karşılıklı genetik madde değişimi görülür. Bu olaya konjugasyon denir.
Silli canlıların hücrelerinin dış yüzeyinde pelikula adı verilen koruyucu bir kılıf bulunur. Sillerin arasında bulunan trikosist, yakıcı bir madde salgılayarak canlının düşmanına karşı kendini savunmasını sağlar. Sillilerin hücrelerinde biri büyük diğeri küçük olmak üzere iki çekirdek bulunur. Büyük çekirdek, hücre metabolizması ve eşeysiz üremeyi düzenlerken küçük çekirdek, eşeyli üremeden sorumludur. Silliler tüketici olarak beslenir. Ağız bölgesi yardımıyla fagositozla aldığı besini besin kofulunda sindirir, atık maddeleri ise hücre anüsünden uzaklaştırır. Sillilerde ozmotik dengeyi sağlayan kontraktil koful bulunur. Tatlı sularda yaşayan türlerinde hücre içine giren fazla su, kontraktil kofulların enerji (ATP) harcayarak kasılıp gevşemesi sonucu hücre dışına atılır. Böylece bu kofullar hücre içindeki osmotik dengeyi sağlamış olur.
Sporlular, spor adı verilen yapılar yardımıyla üredikleri için bu isim verilmiştir. Bu grubun en bilinen örneği sıtma hastalığının etkeni olan Plazmodium malariadır (Pılazmodiyum malarya). Bu grupta bulunan türler hareket organelleri olmadığı için pasif olarak hareket eder. Sporlular hücre içi paraziti olarak yaşar ve besin ihtiyacını üzerinde yaşadığı canlıdan karşılar. Üremeleri, eşeysiz üremenin eşeyli üremeyi takip ettiği iki aşamada gerçekleşir.
Algler de bitki hücreleri gibi fotosentez yapar ve hücre çeperine sahiptir. Alglerin karasal hem de sucul ortamlarda yaşayan türleri vardır. Dünyada üretilen serbest oksijenin çok büyük bir kısmı algler tarafından üretilir. Bir hücreli olabildikleri gibi çok hücreli olanları da vardır. Plastitlerinde değişik renklerde pigment maddeleri bulunur. Algler; taşıdıkları pigmentlere göre yeşil, kahverengi, altın sarısı ve kırmızı algler olarak sınıflandırılır. Bazı algler, mikroskobik olmasına rağmen bazıları da metrelerce boya sahiptir.
Cıvık mantarlar, ipliksi yapıda ve belirgin bir hücre şeklinden yoksun olan canlı grubudur. Cıvık mantarlar, sitoplazmasında genellikle çok sayıda çekirdeğe sahip olması ve ameboid (amipsi hareket) hareket etmesi nedeniyle gerçek mantarlardan ayrılır. Hücre çeperleri yoktur. Cıvık mantarlar nemli bölgelerde yaşar, eşeyli veya eşeysiz olarak çoğalabilir.
Ayrıştırıcı olarak beslenebilen canlılardır. Cıvık mantarlar; patates, buğday ve kavun gibi bitkilerde parazit olarak yaşadıkları için önemli ekonomik kayıplara neden olur.