Biyoloji; yaşam anlamına gelen bios ve bilim anlamına gelen logos kelimelerinden oluşan bir kavramdır. Bu yazımızda Biyoloji Nedir, Biyolojinin Alt Bilim Dalları Nelerdir? hakkında bilgi paylaşacağız.
İçindekiler
Biyoloji Nedir?
Günümüzdeki anlamıyla yaşam bilimi olarak kullanılan biyoloji; canlıların yapısını, davranış şeklini, birbirleriyle olan ilişkisini, yeryüzündeki dağılışını ve cansız faktörlerle ilişkisini inceleyen bir bilim dalıdır.

Biyolojinin Alt Bilim Dalları
Biyolojinin araştırma, inceleme ve uygulama alanı oldukça geniştir. Bu sebeple birçok alt bilim dalına ayrılmıştır.
Bu alt bilim dalları, kendi konusuna göre ayrıntılı çalışmalarını sürdürür ve bilimsel çalışma sonuçlarını diğer bilim dallarıyla paylaşır. Bu paylaşımlardan tıp, veterinerlik, diş hekimliği, çevre mühendisliği, genetik mühendisliği, eczacılık, ziraat, uzay biyolojisi gibi bilim dalları da faydalanır. Biyoloji bilimi ile ilgili çalışmalar bu bilim dalının güncel hayatla nasıl iç içe olduğunu da gösterir.
Biyoteknoloji ve genetik mühendisliği çalışmalarında kullanılan DNA teknolojileriyle; bitki, hayvan ve mikroorganizmalar geliştirilerek doğada hazır bulunmayan ya da yeteri kadar üretilemeyen ürünler elde edilir. Besin değeri daha yüksek olan sebze ve meyvelerin üretilmesi, hastalıkların tedavisinde yan etkisi daha az olan yeni ilaçların geliştirilmesi, endüstriyel ürünlerin daha ucuz yöntemlerle üretilmesi ülke ekonomisine ve yaşam kalitesinin artırılmasına katkı sağlayan örneklerdir.
Genetik alanında yapılan çalışmalarla insan genomunda yer alan genlerin tespit edilmesi kalıtsal hastalıkların tedavisi için çözüm oluşturur.
Biyodizel Yakıt Nedir?
Fosil yakıtlar tükendiğinde insanların enerjiyi nereden ve nasıl üreteceği, güncel hayatta karşılaşılan problemlerden biridir. Biyolojik çalışmalarla bu soruna çeşitli çözümler üretilmektedir. Bunlardan birisi biyodizel yakıt üretimidir. Biyodizel yakıt; ayçiçeği, kanola tohumu, hindistan cevizi, palmiye gibi bitkilerden elde edilir. Fakat bu gibi tarım ürünlerinden yakıt elde etmek hem maliyetli olduğundan hem de gıda sıkıntısını artıracağından tercih edilmez.
Biyodizel yakıt elde etmenin en uygun yöntemi, endüstriyel gıda üreticilerinin ve büyük restoranların atık bitkisel yağlarını kullanmaktır. Atık yağlardan biyodizel üretiminin maliyeti düşüktür ve çevre temizliğine katkı sağlar. Biyodizel yakıtların yanması sonucu atmosfere verilen karbondioksit (CO2) gazı, normal dizel yakıtlara göre %50 oranında daha azdır. Biyodizel yakıtların üretiminde atık yağlar önemli yer tuttuğundan atık yağların toplanması gerekmektedir. Ülkemizde atık yağların toplanmasıyla ilgili ciddi çalışmalar yapılmaktadır.
Enerji kaynaklarının tüketimini azaltacak bir diğer çözüm yolu da biyogazdır. Biyogaz, ölü bitki ve hayvan atıklarının mikroorganizmalar tarafından ayrıştırılmasıyla oluşan yanıcı bir gazdır. Son yıllarda üretimi artan biyogaz, yenilenebilir enerji kaynağı olduğundan çevre dostudur ve maliyeti oldukça düşüktür. Birçok alanda petrol ürünlerinin yerine biyogaz kullanılabilir.
Tarımsal Zararlılarla Mücadele
Biyologlar, tarımsal zararlılarla mücadele etmede kimyasal değil biyolojik yöntemleri kullanmak ister. Kimyasal mücadelede kullanılan bazı tarım ilaçları suda çözünmediğinden doğada birikerek canlılara zarar verir.
Biyolojik mücadelede doğada zaten var olan denge unsurları esas alınır. Doğal ortamda tarım ürünlerine zarar veren canlı sayısı arttığında bu zararlılarla beslenen diğer canlıların sayısı da artırılır. Böylece biyolojik mücadele ile zararlı canlıların sayıları kontrol altında tutulmuş olur.
Ülkemizde son yıllarda kuş gribi nedeniyle birçok kümes hayvanı itlaf edilmiştir. Kümes hayvanları, doğal ortamda insanlar için tehlikeli keneler ile beslenerek bu kenelerin sayısının aşırı derecede artmasını engellemektedir. Kümes hayvancılığının azalması, küresel iklim değişikliği ve bunların beraberindeki birçok nedenden kene sayısı artmıştır.

Türkiye’de ilk kez 2002 yılında kene ısırmasından kaynaklanan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı ortaya çıkmıştır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının talimatıyla bu konuda araştırma yapan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü; kene ile biyolojik mücadelede beç tavuğu, keklik, sülün gibi canlıların etkili olduğunu tespit etmiştir.
Hastalığın görüldüğü bölgelere bu hayvanların dağıtımı sağlanmıştır. Böylece biyolojik mücadele yöntemiyle keneler kontrol altına alınmıştır. Çağımızın önemli sorunlarından biri de gıda sıkıntısıdır. Kuraklık sebebiyle tarımsal alanlarda sulama sıkıntısı oluşur ve buna bağlı olarak ürün verimi düşer.

Örneğin küresel ısınma nedeniyle çiçekli bitki çeşidinde ve miktarında azalma olması, bal üretimini de olumsuz etkiler. Kuraklıktan kaynaklanan bu tür gıda sorunlarını çözmek için bitkiler, damlama ve yağmurlama gibi teknikler kullanılarak sulanır. Toprağın su tutma kapasitesini artırmak için de organik gübre kullanılır. Kuraklığın daha kapsamlı çözümü ise küresel ısınmayı engellemekle mümkün olur.

Karasal alanlarda petrol boru hatlarında sızıntılar olmakta ve denizlerde petrol taşımacılığı sırasında bazı kazalar meydana gelmektedir. Bunun sonucunda fosil yakıt olan petrol veya petrol türevi maddelerin toprağa ve suya karışması çevre kirliliği oluşturmaktadır.



Canlıların Ortak Özellikleri hakkında bilgi arıyorsanız lütfen aşağıdaki bağlantıyı tıklayınız: