Çevre sorunlarının ortaya çıkmasında toplumu oluşturan bireylerin rolü önemlidir.
Doğanın içinde yaşam alanı bulan insan, bir yandan temel gereksinimlerini karşılarken diğer yandan da doğaya birtakım olumsuz etkiler bırakmaktadır. Bu etkiler sonucunda doğal kaynaklar tüketilmekte, çevre kirliliği oluşmakta ve ekosistemin doğal dengesi bozulmaktadır.
Bireyin beslenmesi, giyinmesi, soluduğu hava, fosil yakıtları tüketerek enerji elde etmesi, kişisel atıkları vb. güncel çevre sorunlarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Ayrıca küreselleşme sonucu dünyada, insan aktiviteleriyle birlikte bitki ve hayvan ticareti, hastalık yapıcı organizmaları dünyanın her yerine yaymaktadır. İnsanın doğaya olan bu etkisini ölçmek amacıyla bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bunlar: ekolojik ayak izi, su ayak izi ve karbon ayak izidir.
İnsanların üretim ve tüketim faaliyetleri sonucu doğaya bıraktığı atıkların etkisiz hâle getirilmesi için gerekli olan toplam kara ve su alanı ekolojik ayak izidir. Ekolojik ayak izi için yapılan hesaplamalar, çevre bilincini artırmakta ve ekolojik yıkımın farklı boyutlarına dikkat çekmektedir.
Bireysel anlamda ekolojik ayak izi, örneğin günde bir ekmek tüketen insanın yılda kaç ekmek tükettiği, bu ekmeğin elde edilmesi için ne kadar tahıl ve su harcadığı, ne kadar tarım arazisine ihtiyaç duyulduğu gibi tüketim ihtiyaçlarının hesaplanmasıdır. Yine ekolojik ayak izi yöntemiyle insanın kullandığı kıyafetlerin içindeki malzemeler, bu malzemelerin elde edilmesi için gerekli endüstri ve bunun sonucunda ortaya çıkan atıkları yok etmek için ne kadar su ve atık alanına ihtiyaç olduğu hesaplanabilir.
Her nefes alıp vermede harcanan oksijen ve bu oksijenin yerine tekrar konulabilmesi için ne kadarlık bir alanı kapsayan bitki örtüsüne ihtiyaç olduğu hesaplanır. Bu hesabın doğa için maliyeti ne olmaktadır? Her birey bu ve buna benzer ihtiyaçları için doğal kaynakları tüketerek harcar. Ekolojik ayak izi hesabı, doğal kaynakların sürdürülebilir şekilde devam etmesi için gereklidir.
Tüm insan popülasyonlarının ekolojik ayak izi hesaplanırken ekolojik olarak verimli tüm alanlar toplanıp nüfusa bölünür. Bu hesaplama, kişi başına 2 hektarlık alana ihtiyaç olduğunu gösterir. Tüketimin fazla olduğu ülkelerde kişi başına düşen ekolojik ayak izi, gelişmemiş ülkelere göre oldukça fazladır. Bireysel anlamda ekolojik ayak izini küçültmek, çevreye verilen zararı da en aza indirmek demektir.
Bireysel olarak çevre sorunlarının ortaya çıkmasında doğaya verilen zararı ölçmek amacıyla oluşturulan diğer yöntem ise su ayak izidir.
Su ayak izi, insanın hem harcadığı su hem de kirlettiği su miktarıdır. Bireysel olarak banyo, bulaşık, çamaşır, ev temizliği gibi ihtiyaçlar karşılanırken belirli miktarda su harcanır. Fakat direkt harcanan suyun yanında diğer ihtiyaçlar karşılanırken de su tüketimi olmaktadır.
Örneğin içilen bir bardak sütün, bir fincan kahvenin doğaya su açısından getirdiği yük düşünüldüğünde su ayak izi, direkt harcanan suyun yanı sıra dolaylı olarak harcanan su miktarını da belirlemektedir. Sadece harcanan su miktarı değil, harcanan su çeşidi de önemlidir. Su ayak izi, bu nedenle farklı renklerden oluşan bileşenlerle ifade edilir.
Ekolojik su izinin mavi su ayak izi, yeşil su ayak izi ve gri su ayak izi gibi çeşitleri bulunur. Mavi su ayak izi, bir ürünün yetişmesi için kullanılan yüzey veya yer altı suyunun toplam miktarıdır. Yeşil su ayak izi, bir ürün yetişirken kullanılan yağmur suyu kaynaklı su miktarıdır. Gri su ayak izi, atık su kirliliğinin seyreltilmesi için harcanan su miktarıdır.
Her insan beslenme, barınma, ısınma, ulaşım, giyinme ve enerji tüketimi sonucunda çevreye belli miktarda karbondioksit bırakmaktadır. Çevreye verilen karbondioksit atmosferde birikir. Çevreye bırakılan karbondioksit miktarını ifade etmek amacıyla karbon ayak izi metodu kullanılır.
Karbon ayak izini, doğrudan ayak izi ve dolaylı ayak izinden salınan karbondioksitin toplam ölçüsü oluşturur. Doğrudan ayak izi, fosil yakıtların yanmasıyla ortaya çıkan karbon salınımıdır. Dolaylı ayak izi ise kullanılan ürünlerin üretimleri ve bozulmaları sonucu oluşan karbondioksitin ölçüsüdür.
Ekolojik ayak izi, su ayak izi ve karbon ayak izi oluşumunda günlük yaşantıdaki alışkanlıklar, davranışlar ve tutumlar etkilidir. Bireylerde çevreye karşı farkındalık oluşturmak ve buna bağlı duyarlılık geliştirmek amacıyla çeşitli anketler hazırlanır.