Canlıların besin, yaşama alanı, çiftleşme gibi faktörleri elde etmek için birbirleriyle yarışmasına rekabet denir. Aynı türe ait bireyler arasındaki rekabete tür içi rekabet denir.
Örneğin; bir tarladaki buğdaylar arasında topraktaki su ve mineraller bakımından rekabet görülebilir. Yakın aralıklarla ekilmişse rekabet fazla, uzak aralıklarla ekilmişse rekabet azdır. Farklı türlerin bireyleri arsındaki rekabete ise türler arası rekabet denir. Aynı tohum ile beslenen kuş türleri bu tohumlar için; aslan, kaplan gibi yırtıcılar ise avladıkları tavşan gibi otçullar için rekabet ederler. 1934 yılında Rus ekolog G.F. Gause (G.F. Gaus), iki farklı paramesyum türü üzerinde deneyler yapmış ve rekabetin türler üzerine etkilerini araştırmıştır.
Araştırmacı, çalışma yaptığı Paramesyum caudatum (Paramesyum kaudatum) ve Paramesyum aurelia (Paramesyum aurelya) türlerine her gün düzenli olarak sabit besin vererek ayrı ayrı kültürlerde yetiştirmiş sonunda her iki popülasyonun da sayısının hızla arttığını ve bir süre sonra dengeye ulaştığını gözlemlemiştir. Daha sonra iki türü bir araya koyduğunda besin için yapılan rekabet sonucu Paramesyum aurelia (kaynakları daha iyi kullanmış) türü yaşamaya devam ederken, Paramesyum caudatum türü yok olmuştur. Gause’un buradan çıkardığı sonuç, sınırlı kaynaklar için rekabet eden türlerin aynı ortamda birlikte bulunamayacağıdır. Bu olaya Rekabette Elenme İlkesi (Gause İlkesi) denir.
Bir canlının beslenmek, korunmak, saklanmak, üremek ve diğer canlılarla ilişki içerisinde olmak için gösterdiği faaliyetlerin tümü o türün ekolojik nişi olarak adlandırılır. Bir canlının ne ile beslendiği, nerede yaşadığı, hangi canlılar ile etkileşim içinde olduğu sorularının cevabı o canlının ekolojik rolünü oluşturur. Ekolojik nişleri farklı olan canlılar arasında rekabet azken ekolojik nişi benzer olan türler arasında rekabet fazladır. Rekabet sonucu zayıf olan tür ya farklı kaynağı kullanmak üzere değişime uğrar ya da ortadan kalkar. Aynı komünitede yaşayan ve ekolojik nişleri benzer olan canlıların bir arada yaşamasına olanak sağlayan bu olaya kaynak paylaşımı denir. Tür içi ve türler arası rekabet, bitki ve hayvan popülasyonlarının büyümesini sınırlar ve popülasyonları dengede tutar.
Komünitelerdeki canlılar arasındaki etkileşimlerden biri de av-avcı ilişkisidir. Bir canlının başka bir canlıyı beslenme amacıyla yakalamasına avlanma denir. Yenilen canlıya av, yiyen canlıya avcı denir. Bir canlı hem av hem de avcı olabilir. Yılan fareyi yediği için avcı, şahin tarafından yenildiği için de av durumundadır. Av ve avcı arasında daima bir denge ve adalet söz konusudur. Hayvanların bazıları da bitkileri veya bitki ile beslenen başka hayvanları yiyerek hayatta kalırlar. Örneğin; bir vaşak, bir tavşanı avlayarak hayatta kalırken tavşan da otları yiyerek yaşamını sürdürür. Av ve avcı ilişkisinde adaptasyon da söz konusudur. Örneğin; ağaçların içindeki kurtlarla beslenen kuşların gaga yapıları, bu böcekleri ağaç içinden çıkarabilecek şekilde adaptasyona sahiptir. Bazı canlılar ise yaşadıkları ortam ile benzer renk ve desen özellikleri göstererek kamufle olurlar.